Yataklı Tedavi Kurumları Deprem Hazırlık Anketi

17 Ağustos ve 12 Kasım 1999’da yaşadığımız korkunç yıkımların üzerinden on yıl geçti. On binlerce yaşamın yitmesine, sakatlıklara, kayıplara yol açtığı gibi, kalanların yüreklerinde de onarılması güç boşluklar bıraktı. Bizler böylesi bir yıkımdan sağ çıkmanın, ölenlerin arkalarında bıraktıkları büyük boşluğun ardından yaşıyor olmanın ağır yükünü taşıdık. Yaşam bir daha asla eskisi gibi olmadı. Hiç kimse için artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Kuşkusuz yaşam yeniden kurulacaktı. Kalanlar geçici yerleşim yerlerinde kendilerine yeniden bir hayat kurmaya çabaladılar. Konteynır denilen metal kutucuklarda, çadırlarda kapılarının önüne karanfiller diktiler. Enkazlar temizlenip, yaşamlarını sürdürdükleri kasabalar, kentler yeniden biçimlenirken, anılarının şekillendiği mekânlar soluklaştı, geçmiş yaşamlarına yabancılaşarak iyileşmeye çalıştılar. Acılarının paylaşılmadığını düşündüler, dış dünyadaki yaşamın yeniden ve hızla sürdüğü bir süreçte kendilerini yalnız, sahipsiz, haksızlığa uğramış hissettiler. Sadece bedenleri değil, yürekleri de yara almıştı, sadece insanlık değil bir coğrafya yaralanmıştı.

Yayın için tıklayınız.

Paylaş: